Ankara Kalesi
Ankara Kalesi: Frigya Kralı Midas tarafından M.Ö. sekizinci asırda yaptırılan kalenin; Galatlar, Romalılar, Bizanslılar ve İslam orduları tarafından genişletildiği, Selçuklular tarafından tamir edildiği biliniyor. Kalede Hititlere ait eserlerin bulunuşu, Hititler zamanında yapıldığına işarettir. Eshab-ı kirama ait çok sayıda kabirlerin bulunduğu, fakat zamanla izlerinin kaybolduğu tahmin edilmektedir. Ankara kalesinin iki burcu vardır. Kuzeyde’ki burç kısmen tamir görmüştür. Burada Türk bayrağı dalgalanır. Güneydeki burç ise tamire muhtaçtır. Kaleden Ankara şehrinin yüzde doksanını seyretmek mümkündür.
|
Gavur Kalesi
Kalecik Kalesi
Roma Hamamı
Ulus Meydanı'ndan Yıldırım Beyazit Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde yer alır, 3. yüzyılda Septimius Severus'un oğlu Roma İmparatoru Caracalla tarafından Sağlık Tanrısı Asklepios adına yapılmıştır Bugün Roma Hamamı olarak adlandırılan bu platformun bir höyük olduğu, en üstte Roma Çağı (Kısmen Bizans ve Selçuk katları), onun altında Frig Devri yerleşmesinin kalıntıları tespit edilmiştir.Höyük altında kalan taş kalıntılar çok iyi bir şekilde korunduğundan yapının planı anlaşılabilecek durumdadır. Buna göre yapının bir taşra kenti hamamından çok İmparatorluk standartlarına göre yapıldığı anlaşılmaktadır. |
Anıtkabir Müzesi
Atatürk’ün yattığı bu yer, müze haline getirilmiştir. Atatürk’ün eşyaları, 3113 kitabı ve belgeleri, kendisine hediye edilen kılıç ve şiltler burada bulunmaktadır. Projesini Ord. Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda hazırlamıştır. 1944 - 1953 yılları arasında yapılmıştır. Büyük lahdin mermeri tek parça ve 42 ton ağırlığındadır. |
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Etnoğrafya Müzesi
1928’de kurulmuştur. Atatürk’ün naşı 1938’den 1953’e kadar 15 sene burada kalmıştır. Bu müze, Türk-İslam eserleri bakımından çok zengindir. İşlemeler, dokumalar, altın ve gümüş işlemeli elbiseler, 17. asırda Ankara evlerinin döşenmiş hali, Selçuklu ve Osmanlı ahşap işçiliği, folklor, tarihi zengin kolleksiyonlar, bakır eşyalar, Türk yazı san’atına ait eserler, tarikat mensuplarına ait eşyalar bu müzeyi süslemektedir. |
Milli Kütüphane
Augustus Tapınağı
Tapınak iki bölümdür: Birinci bölüm, Frigyalılar zamanında “Men” adına M.Ö. 2. asırda yapılmıştır. İkinci bölüm; Galat Kralı Pylamenes tarafından M.S. 10. yılda Roma İmparatoru Augustus adına yapılmıştır. İlk yapıldığında 4 duvardan ibaretti. Sonradan çevresi sütunlarla kuşatıldı. Manisa’daki Artimes Tapınağına benzer. Kitabede, Augustus'un 57 senelik iktidarı anlatılır. Bu tapınak, Hacı Bayram Camii'ne bitişiktir. Osmanlılar devrinde burası medrese olarak kullanıldı.
Tulianus Sütunu: M.S. 4. asırda dikilmiştir. Ulus semtinde Hükumet Meydanındadır. Roma Hamamı: M.S. 3. asırda Roma İmparatoru Caracalla tarafından yaptırılmış olup, 500 sene hamam olarak kullanılmış ve M.S. 8. asırda yangın neticesi yıkılmıştır. Çankırı Caddesi üzerindedir. Hamamda pek çok eski para bulunmuştur. Soğuk ve sıcak olarak iki kısımdır. Gordion: Polatlı yakınında, Yassıhöyük köyündedir. M.Ö. 8. asırda Frigya’nın başkenti olmuştur. Hitit, Asur ve Frigya devrinin önemli bir şehri idi. 1950 senesinde yapılan kazılarda Frigyalılara ait saray, Hitit mezarlığı ve Midas’ın mezarı bulundu. Midas, eşek kulaklı olarak tasvir edilmiştir. Frigya krallığına son veren Kimmerler ile Perslerden şehri alan Galatlar (M.Ö. 278) bu şehri yakıp yıktılar. Efsaneye göre bu şehrin Zeus tapınağında çözülmesi zor bir düğüm vardı. M.Ö. 33’te Makedonya Kralı İskender, bu düğümü kılıcı ile keserek çözdü. Efsaneye göre bu düğümü çözen Asya’ya hakim olacaktı. |
Elmadağ
Kızılcahamam
Selçuklu mimarisinin hususiyetlerini taşıyan hamamları vardır. Çam ormanları ile çevrili vadi, memba suları ile yazın ideal bir dinlenme yeridir. Kaplıcaları romatizma, nevralji, nefrit ve kadın hastalıklarına iyi gelir. İçmeleri ise mide, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına şifalıdır. Maden suyu meşhurdur. |
AltınKöy Açık Hava Müzesi
Bana göre güzel bir yer eskiden kalma birçok şey var gidip görmenizi kesinlikle tavsiye ederim. |
Altınköy’ün kapısı, camisi, çamaşırhanesi, okulu, bakkalı, köy evleri, yel ve su değirmeni, asma köprüsü, köy kahvesi köyün içindeki yerini aldı. Ancak burası yaşayan bir açık hava müzesi. Bu yüzden de köyün özellikleri bununla sınırlı değil. Bu köyde koyunlar, kuzular, inekler, öküzler, atlar, eşekler, köpekler, kediler, kuşlar, geyikler, ceylanlar, arılar, horozlar, tavuklar da var. Bu köyde buğday tarlası, sebze, meyve tarlaları, meyve ağaçları, ahırlar, kümesler, at ve öküz arabası da var. Bu köyde süt, yoğurt, tereyağ, peynir, yumurta, un, ekmek, domates, salatalık, kara lahana, marul, roka, semizotu, ıspanak, brokoli, patlıcan, kabak, fasulye de var. Bu köyde nalbant, kalaycı, dokumacı, demirci, değirmenci, köy bekçisi, köy muhtarı, kahveci, bakkal, seyis de var. Bu köyde 100 yıl öncesine ait eşyalar da var. Tırmık, anadut, dirgen, dibek, soku, tokaç, havan, el değirmeni, hereni, kuşhane, iği, çotra, sarım tarağı, futun, kulaklı sandık, keşkek tokmağı, sıyırgı da var.
Bu köyde gün doğumu ile gün batımının da ayrı bir güzelliği var… |